Sünnet Düğünü Süsleme

Sünnet; Erkek çocukların buluğ çağına girmeden sünnet edilmeleri İslam ülkelerinde dinsel bir gerektir. Anadolu’da çocuğun 3-5 gibi tek yaşlarda sünnet edilmesine özen gösterilir. Maddi durumu yerinde olanlar kendi çocukları ile birlikte fakir çocukları da sünnet ettirirler ve hepsine birden sünnet kıyafetleri alıp sünnet düğünü yaptırırlardı. Sünnet düğünü sünnetten bir kaç gün önce başlar, çocuk sünnet kıyafetleri giyip arkadaşlarıyla birlikte araba, fayton ya da ata bindirilip gezdirilir.


Sünnet kıyafetleri için iki önemli aksesuar, başa giyilen takkesi ve çapraz olarak elbisenin önüne takılan “Maşallah” yazılı kumaş şerittir. Sünnet düğünü olacak çocuk bir hafta önce akraba ve eş dosta götürülerek el öptürülür ve sünnet davetiyesi bırakılır. Sünnet davetiyesi özenle seçilir. İstanbul’da çocuğun sünnet düğünü öncesi Eyüp Sultan’a götürülmesi, ailenin durumu uygunsa kurban kesilmesi bugün de rastlanan bir gelenektir. Anadolu’nun hemen her yöresinde sünnet “ilk mürüvvet olarak kabul edildiğinden ailenin durumuna göre küçük bir tören ya da düğün yapılır. Sünnetin olacağı gün akraba ve yakınlar davet edilir, sağdıç ya da çocuğun yakınlarından biri çocuğu tutar “oldu da bitti maşallah sözleri, çalgılar ve çocuğun ilgisini dağıtmak için yapılan gürültüler eşliğinde sünnet gerçekleştirilir. Bu sırada çocuğun ağzına lokum verilir; yatağına yatırdıktan sonra kukla, hokkabaz, karagöz gösterileri ile başlar, çalgılar çalınır. Sünnet çocuğuna düğüne katılanlar çeşitli armağanlar verir ya da yastığının altına para koyarlar. Sünnet’ten bir kaç gün sonra mevlüt okutmak da yaygın geleneklerdendir. Eskiden sünneti daha çok hocalar yaparlardı, ilkin kuran okunur, daha sonra çocuk sünnet edilirdi. Hocaya armağan olarak bir kalıp sabun, havlu, bir kutu şeker ve para verilirdi. İlkin çocuğa, daha sonra konuklara gülsuyu kokulu şerbetler ikram edilirdi. Saraylarda yapılan sünnet düğünü çok gösterişli olurdu. Bunların en büyükleri 3. Murat ve 3. Ahmet döneminde yapıldı.

Anadolu’nun bazı yörelerinde ise sağdıçlık yerine çok eski bir Türk geleneği olan kirvelik vardır. Sünnet çağında çocuğu olan bir baba, tanıdığı ve güvendiği bir kişiye kirvelik teklif eder ya da kirvelik önerisi babanın bir dostu tarafından kendiliğinden yapılır. Kendisine kirvelik teklif edilen kişi bu teklifi mutlaka kabul etmek zorundadır, teklifi kabul ettiğinin göstergesi olarak çocuğa çeşitli hediyeler verir. Çocuk sünnet olacağı zaman her türlü ihtiyacını ve sünnet düğünü masraflarını kirve karşılar, sünnetçinin önünde de çocuğu kirve tutar. Anadolu’nun bazı yörelerinde sünnet sırasında damlayan kanın çocukla kirvesi arasında bir kan bağı oluşturduğu görüşü yaygındır. Bu nedenle kirvenin çocukları ile sünnet edilen çocuk ve kardeşleri evlenemezler. Bu tür evlenmeler yakın akraba evliliği gibi değerlendirilir.

Bugün sünnet düğünü özellikle büyük kentlerde değişik bir nitelik kazanmıştır. Salon tutup düğün yapanlar yanında sade törenleri tercih edenler de vardır. Doğumdan bir süre sonra sünnet ettirme de oldukça yaygındır. Giderek sünnetçi yerine hastanede doktorlara yaptırılan sünnetler yaygınlık kazanmaktadır. Elbette ki temizlik ve sağlık açısından doğru olan da budur. Bazı doktorlarımız da toplu sünnetlerden kaçınılmasını söylemektedirler. Hatta bazı doktorlar toplu sünnet yerine toplu katliam deyimini kullanmaktadırlar.

Sünnet yatağı: Sünnet yatağının bulunduğu oda, gelin odası gibi süslenir, eğer sünnet evinde yoksa eş dosttan geleneksel örtüler, yaşmaklar, kilimler bulunur, yatağa süslü örtüler serilir ve çocuğun başucuna muhafaza içinde bir kuran asılır. Odaya gül suyu serpme ve nazara karşı dört bir yanını hocaya okutma da yaygın uygulamalardandır.

karagoz.net

Yorumunuzu Bırakın

Sayfa hakkında yorum yapın...
ve eğer yorumunuza fotoğrafınızı eklemek isterseniz bir avatar alın!

XHTML: Bu kodları kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>